Moliere Oyunlarında Neyi Amaçlamıştır ?

pokemon

New member
** Molière Oyunlarında Hedeflenen Amaçlar ve Toplumsal Eleştiriler **

Molière'in Amacı Nedir?

Molière, Fransız tiyatrosunun en önemli isimlerinden biri olarak, eserlerinde sadece eğlence ve güldürüyü değil, aynı zamanda derin toplumsal eleştiriyi de hedef almıştır. 17. yüzyılda yaşayan Molière, tiyatronun gücünü, insan doğasını ve toplumsal yapıları sorgulamak için kullanmıştır. Oyunlarında, dönemin toplumunun çeşitli katmanlarına dair eleştirilerde bulunmuş ve bu eleştirileri mizahi bir dille sunmuştur. Molière, genellikle insanların zayıf yönlerini, kusurlarını ve toplumda yerleşmiş olan kalıp yargıları açığa çıkararak, izleyiciyi düşündürmeyi amaçlamıştır.

Molière'in Toplumsal Eleştirisi Nasıl Bir Anlam Taşır?

Molière, toplumsal eleştirilerini oyunlarının merkezine yerleştirmiştir. Döneminin Fransız toplumunda, özellikle soylular, burjuvazi ve din adamları gibi çeşitli sınıflar arasında derin bir uçurum vardı. Bu toplumsal yapıyı eleştirirken, Molière insanları eğitmek, onları yanlış davranışlardan uzaklaştırmak ve toplumda gerçek anlamda bir değişim sağlamak istemiştir. Ancak bunu yaparken, doğrudan toplumsal mesajlar vermek yerine, mizah ve karakterlerin abartılı özellikleriyle bu eleştiriyi sunmayı tercih etmiştir.

Molière'in Oyunlarında Mizahın Rolü

Molière'in oyunlarında mizah, sadece eğlencelik bir unsur değildir. Mizah, aynı zamanda karakterlerin zayıf yönlerinin vurgulanmasında, toplumsal normların eleştirilmesinde ve izleyicinin düşünmeye sevk edilmesinde önemli bir araçtır. Örneğin, "Tartuffe" adlı eserinde, sahte dindarlığı ve din istismarcılığını eleştirirken, izleyicisini güldürürken aynı zamanda ahlaki bir ders vermektedir. Molière, mizahı, insanları eğlendirmekten çok düşündürmek ve onları toplumun yanlışlarını fark etmeye yönlendirmek için kullanmıştır.

Molière'in Oyunlarında Din ve Ahlak Üzerine Eleştiriler

Molière'in oyunlarında en dikkat çeken eleştirilerden biri, dönemin dini yapısına yöneltilmiştir. "Tartuffe" adlı oyununda, din adına çıkar sağlamak isteyen sahtekar bir adamın üzerinden, gerçek dini inançları ve ahlakı sorgulamaktadır. Molière, dönemin din adamlarını ve onların ikiyüzlülüğünü eleştirirken, dini değerlerin ticaret malı haline gelmesinin toplumda yarattığı yozlaşmayı vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Molière'in amacı yalnızca dini eleştirmek değil, dinin istismar edilmesini ve insanların dini kullanarak başkalarını aldatmalarını ifşa etmektir.

Molière ve Burjuvazi: Toplumun Yeni Yükselen Katmanı

Molière'in oyunlarında, soylular ve burjuvazi arasındaki sınıf farkları da sıkça yer bulur. Burjuvazi, Molière'in eserlerinde genellikle hırslı, gösteriş meraklısı ve halkla alay eden bir sınıf olarak tasvir edilir. Bu sınıfın toplumsal yükselişi, dönemin Fransız toplumunda önemli bir yer tutmuştur. Molière, burjuvazinin sahip olduğu değerleri eleştirerek, bu sınıfın bazen halktan uzaklaştığını, kültürel ve ahlaki anlamda yozlaştığını göstermeye çalışmıştır. Özellikle "Elçin" ve "Kibar Fahişe" gibi oyunlarında burjuvaziyi, kötü alışkanlıkları ve yüzeysel değerleriyle eleştirmiştir.

Molière'in "Kaba Söz" ile Gösterdiği İnsan Zayıflıkları

Molière'in eserlerinde, insan doğasının karanlık yönlerine dair çok sayıda örnek bulmak mümkündür. İnsanların kibir, ego, cehalet ve içsel boşlukları gibi zaafları, Molière'in oyunlarında sıkça vurgulanan temalar arasındadır. "Kibar Fahişe" oyununda, zenginlik ve sosyal statü peşinde koşan bir kadının hikayesi anlatılırken, bu kadının bireysel zayıflıkları ve toplumsal beklentilerin yaratığı baskı da gözler önüne serilir. Molière, izleyiciye karakterlerinin abartılı özellikleriyle insan doğasının karmaşıklığını, çelişkilerini ve zayıflıklarını gösterir.

Molière'in Oyunlarında Aşk ve İlişkiler Üzerine Gözlemler

Molière'in eserlerinde, aşk ve ilişkiler de önemli bir tema olarak yer alır. Ancak aşk, genellikle idealize edilen bir olgu olarak değil, insanın zaaflarını ve yanlışlarını ortaya koyan bir araç olarak ele alınır. "Bütün Kadınlar Bunu Biler" adlı eserinde, Molière kadın-erkek ilişkilerinin, manipülasyon ve çıkar ilişkileri üzerinden nasıl şekillendiğini ele alır. Karakterler arasındaki duygusal ilişkiler, genellikle bencilce arzular ve toplumsal normlara karşı çıkan istekler ile şekillenir.

Molière'in Mirası ve Etkisi

Molière, yalnızca kendi döneminin değil, tüm zamanların en önemli tiyatro yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir. Eserlerinde kullandığı mizahi dil, toplumsal eleştirileri ve karakter analizleri, bugüne kadar pek çok tiyatrocu ve yazarı etkilemiştir. Molière'in tiyatrodaki başarısı, izleyiciyi güldürürken aynı zamanda düşündürebilmesindendir. Onun oyunları, sadece geçmişteki toplumun değil, günümüz toplumunun da eleştirisini yapar niteliktedir.

Molière'in Eserlerinde Kullandığı Simgesel Dili Anlamak

Molière, eserlerinde genellikle simgesel bir dil kullanmıştır. Onun oyunlarında, her karakterin belirli bir toplumsal tipi veya davranış biçimini temsil etmesi amaçlanır. Örneğin, "Don Juan" oyununda, baş karakter olan Don Juan, ahlaki çöküşü ve özgürlük arayışını simgelerken, oyun boyunca onun çevresindeki diğer karakterler de toplumsal normlara uymayan tavırları ve içsel çatışmaları yansıtır. Molière'in simgesel dili, sadece hikayeyi değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı ve insan doğasını analiz etmek için güçlü bir araçtır.

Sonuç: Molière’in Eserlerinde Yansıtılan Evrensel Temalar

Molière'in oyunları, bir yandan 17. yüzyıl Fransız toplumunu eleştirirken, diğer yandan insan doğasının evrensel zaaflarını sergiler. İnsanların kibirleri, çıkarcılıkları, bencillikleri, toplumun değerlerine ve normlarına olan bağlılıkları, bu oyunlarda karşımıza çıkan başlıca temalardır. Molière, sadece eğlenceli bir oyun yazarı olmanın ötesinde, toplumu sorgulayan, insanları düşünmeye sevk eden ve ahlaki dersler veren bir yazar olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. Oyunları hala günümüzde izlenmeye ve okunmaya devam etmektedir, çünkü sunduğu eleştiriler ve insan doğasına dair gözlemler, zamanın ötesinde bir geçerliliğe sahiptir.
 
Üst